Çizgi Film ve Animasyon Eğitiminde Son Eğilimler
Çizgi film ve animasyon teknikleri sadece yaratıcı endüstrilerde değil, tıp gibi birçok alanda da kullanılmaktadır. Bugün animasyon, dünyada en hızlı büyüyen ve en karlı sektörlerden biridir. Sektördeki bu yeni iş kapasitesi, teknoloji alanındaki gelişmelere paralel olarak büyümektedir. Sinemanın bir yan kolu olarak gelişen animasyon ancak şimdilerde tasarım sürecinde genişleyen yaratıcı endüstrinin önemli bir unsuru olmuştur. 1908’de tamamı anime edilmiş ilk çizgi film Émile Cohl tarafından yaratıldığından beri, 2D beyaz ve siyah görüntülerden, üst derece gerçekçi 3D resimlere kadar olağanüstü gelişme gösteren animasyon, öyle ki bazen gerçek filmlerden ayırt edilmesi zordur. İster bilgisayar ortamında ya da geleneksel teknikle üretilmiş animasyon olsun, konu sadece büyük film projeleri üretmekle ilgili değildir. Uygulamalardan reklamcılığa, web sitelerinden müzik videolarına ve ötesine kadar uzanan alanda çeşitli medya kanallarından talep gören bir disiplindir. Bu nedenle, teknoloji desteğinde hızla gelişen bu alanda çalışacak elemanların yetiştirilmesi, hem pazarın değişen taleplerine hem de öğrencilerin yönelmek isteyecekleri özel alanlara bağlı olarak gelişim göstermektedir. Bu öğrencilerin beceri, uygulama ve geri bildirimlerle takdir ve değerlendirme disiplini sağlandığında, gerçek piyasa ihtiyaçları sorununu çözmek anlamına gelmektedir.

Animasyon arka arkaya birbirini takip eden bağlantılı hareket karelerinin saniyelik süre içerisinde bir canlandırma eylemidir. Canlandırma denmesinin ana temelinde de işte bu olmayan görüntülerin çeşitli tekniklerle yaratılması yatmaktadır. Günümüzde animasyon eğitimi geleneksel yöntemlerin dışına çıkıldığında, sürekli gelişen ve yenilenen teknik donanımlarla zenginleşmektedir. Yaratım sürecindeki uygulamalar geleneksel, dijital 2D ya da 3D, vb. tekniklerinden oluşmaktadır. Ancak bu aşamaları besleyen birçok etken vardır. Örneğin, özgün bir animasyon yaratmak için sadece teknik donanım ve bilgi yeterli olmamakta, tam anlamıyla detaylı sanatsal birikim geçmişini de süreçler içerisinde edinmeyi gerekli kılmaktadır. Çizgi canlandırmanın temelini plastik sanatların oluşturması (şimdilik) nedeniyle sanat adına yapılan çalışmalar, ifade gücünün plastik sanatların düşünme ve sunuş mantığı ile şekillenip yoğunlaştırılmasıyla sunulduğu eserlerdir (Dedeal, 1999: 26).

Görsellik ve görselleştirme sistemine bağlı gelişen animasyon eğitimi verilirken düzenli olarak sektör ihtiyaçlarını göz ardı etmeden değişimlere ve
yeniliklere açık olmak durumundadır. Bu nedenle, gelişmeleri yakından takip etmek ve bunları ders programı içine almak gerekmektedir. Globalleşme sonucu hem ülke hem de dünya pazarlarında rekabet edebilmek için, sadece yetenekli öğrencilerle eğitimi sürdürmek yeterli olamamaktadır. Yeni teknolojileri bilen ve uygulamalarında başarılı sonuçlara ulaşabilecek öğrencilerle eğitimi sonlandırmak, sektörün dünya pazarından rekabetten pay edinebilme gibi bir etkisine de neden olacaktır. 

Kaynak: Ayşe Nesrin AKÖREN, ÇİZGİ FİLM VE ANİMASYON EĞİTİMİNDE SON EĞİLİMLER, ETKİLEŞİM, Üsküdar Üniversitesi, İletişim Fakültesi, Akademik Dergisi.

Yorum Yap